Master Lucius Kast

Karşınızda gümüşi ve altuni renklerden üçgen bir
cisimden yansıyan küçük mavi bir insan görüntüsü. Saçları beyaz ve uzun,
yüzünde bir ışın kılıcı tarafından açılıdğı belli olan izi, elinde ise siyah
bir baston.

"Söyleyeceklerimi duy yolcu !! Burada bir jedi’ın gözünden galaksinin
geçmişini ve yeni nesil jedi’ın doğuşunu dinleyeceksin !!

Tüm hayatım savaş alanlarında geçti. Dış halkada yerel çatışmalar, ardından
Clone Savaşları. Bugün Cumhuriyet’in yıkılışından bu yana tam 4 yıl geçti.
Galaksi’de benden başka jedi kalıp kalmadığına emin değilim. Bazen hala güçte
seziyorum onları ama yinede çok zayıf. Suyun yüzlerce metre altında ışık aramak
gibi bu. Artık Tattoine’de sakin bir hayata başladım oğlum Lucius, beyaz yüzlü
eşim Jaraël ve ben. Fakat günlerim burada sona ermeyecek buna eminim. Yakında
tekrar gitmem gerekecek. Şimdi ise ortaya çıkmak için doğru zamanı bekliyorum.

Oğlum 4 yaşına girecek yakında. Eğitimine başlayalı çok olmamasına karşın
şimdiden bir youngling’e göre kayda değer bir ilerleme kaydetti. Lucius’a
bildiğim her şeyi öğretiyorum. Ona hakkını vermeliyim. Cesur genç bir çocuk o.
Tüm uyarılarıma rağmen nem çiftliğinden tek başına uzaklaşıyor. Kum insanları
ona korku vermiyor. Savaşçı bir kişiliği var. Bu özelliğini benden almış
sanırım. Yakında ışın kılıcı eğitimlerine başlayacağız. Bu konudaki
yeteneklerini gerçekten merak ediyorum doğrusu.

Ama bundan önce tamamlanması gereken işlerim var. Fırtına yaklaşıyor
hissediyorum. İmparatorluğun baskısından bir isyan doğduğu söylentisi
yayılıyor. Gezegenler sırayla isyana katılıyor deniyor. Bilginin doğruluğundan
emin değilim henüz. Tattoine isyanın ulaşacağı son nokta olacaktır. Hutt’lar
kimin yönettiğini umursamaz onlar için tek geçerli yönetim para ve silahtır.
Bizimse şuan yapmamız gereken her şeye rağmen en iyi şekilde hazırlanmak ve
doğru zamanı beklemek. Savaş çok yakında.. "





Master Drasius Kast’ın Holocron’undan. {Galaktik
Cumhuriyet’in Çöküşünden 4 yıl kadar sonra}





"Söyleyeceklerimi duy yolcu !! Burada
bir jedi’ın gözünden galaksinin geçmişini ve yeni nesil jedi’ın doğuşunu
dinleyeceksin !!





Söylentiler doğru çıktı. Gerçekten bir isyan
doğuyor. Bağlantılarım jedi'ların tekrar toparlandıklarını söylüyor. Yakında
Yavin'in 4. ayına doğru yola çıkmalıyım sevdiklerimi güvenlikleri için geride
bırakarak.





Lucius son dönemlerde eğitiminde büyük ilerleme
gösterdi. Özellikle kılıç formlarına çok yatkın. Benimle tam aksi yönde
karakteristikler gösteriyor stili. Kendisine Juyo'yu öğretmemi istedi benden.
İçindeki aydınlık-karanlık dengesini düşünerek ona bu tamamlanmamıs formu
gösterdim elimden geldiğince. Çok zor olmasına karşın bu formu iki kılıcıyla
birden aynı anda başarıyla uygulayabiliyor. Agresif stiline ve sert hamlelerine
rağmen dengesini ve kararlılığını takdir etmemek elde değil.





Bütün bunlara karşın Lucius çok ince bir çizgi
üzerinde yürüyor. Bunu ayaklarımın altında uzanan kum kadar net görebiliyorum.
Ailesine ve yaşayan güce olan tüm sevgisine karşılık içinde sönmeyen bir ateş
war. Ne aydınlık ne karanlık, tam bir gri. Binlerce jedi içersinde nerdeyse hiç
görmediğim bir denge var onda. Bunun bozulmasından korkuyorum. Düşünmeden
olayların içine atlıyor. Planını dövüş alanında yapıyor, durumua göre hareket
edip doğaçlama çözümler buluyor. Bunun tehlikelerini ona anlatmaya çalıştım ama
her zaman iyi bir dinleyici olmadığını itiraf etmem gerekir.





Ayrılışımdan henüz ona bahsetmedim. Ama
birşeyler seziyor bunu gözlerinde görebiliyorum.O da benimkilerde buna eminim.
Akıllı çocuk... Ilk fırsatta onu düzende yerini alması için yanıma çağırmayı
planlıyorum. Gelecek vaadetmeye devam ediyor. Güç onunla ve hepimizle olsun !!
"





Master Drasius Kast’ın Holocron’undan. {Galaktik
Cumhuriyet’in Çöküşünden 16 yıl kadar sonra}




"Söyleyeceklerimi duy yolcu !! Burada bir jedi’ın
gözünden galaksinin geçmişini ve yeni nesil jedi’ın doğuşunu dinleyeceksin !!

Yaklaşık 1 aydır Lucius'la beraber Coruscant'ın alt bölümlerinde
Imparatorluk Senatosuna sızmak için çalışıyorduk. Yavin'e gelip beni
bulmasından bu yana yeteneklerinin baya gelişmiş olduğunu fark etmek için bir
jedi olmama gerek yoktu. Bu görevde bana yardımı en çok dokunacak kişi
olacağından şüphem yoktu. Hiç beklemediğim bir şekilde eğitimi ona bıraktığım
holocronun sayesinde tamamlamıştı. Şuan elinde tuttuğun holocron sayesinde.
Fakat benim sezemediğim yada belki fark edip de görmezlikten geldiğim onun
içindeki aydınlık ve karanlık dengesiydi. Çok ince bir çizgi üzerinde yürüyordu
Lucius ve benim göremediğimi -malesef- Darth Darkness gördü.

Coruscant'ta ki görevimizdeki bir gece Lucius bana yeni edindiği bilgilerle
gelmişti. Söylediklerine göre Sith'in Karanlık Lordu, öğrencileri Lord Googe ve
Darth Reaper'ı kendine düzenledikleri başarısız bir suikast girişiminde katletmişti.
Googe ile ilk Death Star'ın padawanım Walerion tarafından yok edilmesinden önce
oldukça uzun bir çarpışmamız olmuştu. Yeteneklerinden şüphem yoktu bu yüzden ve
Darkness'ın ikisini birden bir şekilde öldürmesi hiçte umut verici değildi
doğrusu. Fakat bu, Lucius'a göre bizim için altın bir fırsattı. Karanlığa
geçmiş numarası yapmayı önerdi bana, Darkness'ın öğrencisi olmaktan ve
karanlığı içten çökertme planlarını anlattı. Ona bunun tehlikelerini söyledim
tabiki. Geçmişte bunu yapmaya kalkan jedi'lardan, Qel Droma'dan ve Quinlan
Vos'tan bahsettim. Karanlığa düşmüş gibi davranan jedi'ların nasıl gerçekten de
karanlıkta kaybolduklarını ve rolünü yaptıkları şeye dönüştüklerinden
bahsettim.

Daha öncede söyemiştim. Lucius, parlak yeteneklerine karşın pek iyi
bir dinleyici değildi. Yine bildiğini yaptı, Darkness'ın sarayına tek başına
gitti. Yokluğunu zamanında fark edemedim malesef. Oraya vardığımda ise çok geç
olmuştu. Darkness oğlumu bana karşı yönlendirdi ve hayatta en çok korktuğum
şeyle yüzleştim. Lucius'un beyaz kılıcını parçalıyıp onu bir kenara baygın
şekilde fırlatıp etkisiz hale getirdim. Yanlış anlaşılmasın, bununla
övünmüyorum çünkü bu hayatımda yaptığım en utanç verici şeydi belki de. Ama
bilemiyorum, ona zarar vermeden onu başka nasıl etkisiz hale getirebilirdim. O
kırmızı gözleri hala kabuslarımda görüyorum. Aptal çocuk beni dinlemeliydi !!

Eski tapınaktan Darth Darkness'ı öldürüp -yada öldürdüğümü sanıp-
çıktım. Eski sith büyüleri konusunda bilgi sahibiydim ama onun bunları
uygulayacak kadar güçlü olduğunu hiç düşünmemiştim. Ruhunu klon bir bedene
taşıyıp tekrar şekil buldu ve Lucius'un yönetiminde bir orduyla Yavin'deki
üssümüzü bastı. Buna karşı hazırlıklı olmamız büyük bir şanstı. Kısa süre sonra
Dantoine'de tekrar gruplandık ve Imparatorluğa karşı son saldırımızın
hazırlıklarına başladık. Güç bize rehberlik etsin !!"

Master Drasius Kast’ın Holocron’undan. {Galaktik
Cumhuriyet’in Çöküşünden 23 yıl kadar sonra}







Coruscant'ın alt
şehirlerinde ucuz bir hanın odası.

Lucius odaya büyük bir heycanla girdi. Yüzünde alışılmadık
bir gülümseme vardı. Nedenini sordum. Cevap vermedi. Yüzündeki gülümseme daha
da yayıldı. Önüme bir holoekran bıraktı. Kafasıyla çalıştırmamı işaret.
Dediğini yaptım. Görüntüde Darth Darkness'ın sarayına girerken çekilen bir
görüntüsü vardı. Önce ne olduğunu anlamadım. Daha dikkatli bakmamı söyledi.
İşte o zmn olağan olmayan durumu fark ettim. Darkness'ın cüppesinin altında
fazladan iki kılıç görünüyordu. Birini çok yakından tanıyordum. Şaşkınlığımı
gizleyemedim.

"Güç adına !! Gerçekten yapmış.. Çıraklarını
öldürmüş.." Holoekranı elimden bıraktım. Ne düşünmem gerektiğini bilemedim
o an için. Bu iyi bir haber miydi yoksa kötümü karar veremiyordum.

"Düşünsene bir" dedi Lucius büyük bir heycanla
"Sith'in Karanlık Lordu artık çıraksız. Onları içerden çökertebiliriz.
Sırlarını öğrenip ona karşı kullanabiliriz. Sen ve ben baba."

Bu konusmayı duyan her jedi içindeki güç tutkusunu ve
karanlığa olan eğilimi fark ederdi. Normalde benimde fark etmem gerekirdi. Ama
o an gördüğüm sadece 10 yaşında Tattoine güneşi altında bana gülümseyen
oğlumdu. İyi niyetinden şüphem yoktu ama her iyi niyet aydınlıkla
sonuçlanmazdı.

"Bu yapılamaz" diye cevap verdim birkaç saniyelik
bir tereddütten sonra. "Bunu tek düşünen jedi sen misin sanıyorsun. Jedi
tarihi bunun gibi trajedilerle dolu. Ulic Qel Droma, Sith savaşından önce
konseyin tavsiyelerini dinlemeyip senin bahsettiğin planın aynısına kalkıştı.
Daha sonra ne oldu biliyormusun. Exar Kun ile birlikte Cumhuriyet üzerine ölüm
kustular. Quinlan Vos'ta öle. Vos yine daha şanslıydı. Rolünü yaptığı şeye
dönüşmekten son anda sevdikleri sayesinde kurtuldu. Üstad Tholme ve Aayla
Secura sayesinde..." Tekrar durdum. Yüzünü ellerim arasına aldım.
Gözlerinin içine bakarak konustum bu sefer "Aklından geçenleri biliyorum
genç adam. Böyle bir şeye kesinlikle kalkışmayacaksın anlıyormusun,
asla!!"

Kafasını eğdi. "Dediğin gibi olacak üstad !" dedi
ellerimi tutup yüzünden çekerken. "O zaman orjinal plana sadık kalıyoruz.
Sabah Kızıl Muhafız seçimleri olacak. Dinlensek iyi olur"

Dediğim gibi benim gibi bir jedi'ın satır aralarını okuması
gerekirdi. Fakat o gün bunların hiçbirini yapmadım, yapamadım. Bana
"üstad" dediği an o gece saraya sızacağını anlamalıydım. O gece
belkide galaksini kaderini değiştirecek bir geceydi ve sabah olacaklar hepimiz
için karanlık bir dönemim başlangıcı olacaktı."





dewamı gelecek

yürü be kanka. Karanlığa, kardeşliğe,tutkuya hoşgeldin.

Darth Twilight demiş ki:

Coruscant'ta ki görevimizdeki bir gece Lucius bana yeni edindiği bilgilerle
gelmişti. Söylediklerine göre Sith'in Karanlık Lordu, öğrencileri Lord Googe ve
Darth Reaper'ı kendine düzenledikleri başarısız bir suikast girişiminde katletmişti.

Camdan bakar gibi görmüştü herşeyi biz ne yapalım

Skywalker lardan kurtulduk diye seviniyoduk güya. Nedir şu galaksinin Kast lardan çektiği?

ahuahuaauh ne görüş varmış kardeşim bende de. Sense olayını abartmışız harbiden

kimsede beni hatırlamamış beni hatırlayana büyük bir bölüm ayırıcam geçmişimde

hehe olm imparator sağ ve sol kolunu keserse sağır sultan duyar bizimki söylenti görüş diil

Vay bee Death Star patlatmış bir padawanım Teşekkürler üstad beni yine hatırladığın için

Ne zaman patlattın Death Star'ı ???

Sağol üstad Küçükkene çok güçlüydüm aklını alıyordum galaksinin faremle

şöle böle yıllardır beraber oyun oynuyoruz. En büyük efsane fare Helgrind dir arkadaş

Bu geyiği isterseniz bölümüne taşıyalım gugi

Düşünüyorum aslında ama açarsam geyik bölümünde olur